mümkün olmayan - Turkish English Dictionary

mümkün olmayan

Meanings of "mümkün olmayan" in English Turkish Dictionary : 4 result(s)

Turkish English
General
mümkün olmayan impossible adj.
Otherwise, it will be impossible for people to acquaint themselves with such a process.
Aksi takdirde insanların böyle bir süreç hakkında bilgi sahibi olmaları mümkün olmayacaktır.

More Sentences
mümkün olmayan not possible adj.
However, it was not possible for the Council to accept our amendments on the legal framework at that stage.
Ancak Konsey'in bu aşamada yasal çerçeveye ilişkin değişikliklerimizi kabul etmesi mümkün olmamıştır.

More Sentences
mümkün olmayan infeasible adj.
mümkün olmayan unpossible [obsolete] adj.

Meanings of "mümkün olmayan" with other terms in English Turkish Dictionary : 102 result(s)

Turkish English
Common Usage
pek mümkün olmayan unlikely adj.
Tom knew that Mary was unlikely to be there on time.
Tom, Mary'nin zamanında orada olmasının pek mümkün olmadığını biliyordu.

More Sentences
General
telafisi mümkün olmayan irretrievable adj.
The damage to the artwork was irretrievable.
Sanat eserine verilen zararın telafisi mümkün değildi.

More Sentences
iadesi mümkün olmayan non-refundable adj.
The ticket purchase was non-refundable.
Satın alınan biletin iadesi mümkün değildi.

More Sentences
kaçışı mümkün olmayan kafes iron cage n.
mantıklı düşünceyle cevaplanması mümkün olmayan sadece sezgilerle anlaşılabilen hikaye koan n.
yakın dost olmaları mümkün olmayan unlikely bedfellows n.
kanıtlanması mümkün olmayan şey unfact n.
kanıtlanması mümkün olmayan olay unfact n.
mümkün olmayan şey impossible n.
anlaşılması mümkün olmayan şey sealed book n.
tayini mümkün olmayan unassignable adj.
nakit ödenmesi mümkün olmayan noncallable adj.
ispatı mümkün olmayan nondemonstrable adj.
miras kalması mümkün olmayan noninheritable adj.
telafisi mümkün olmayan nonrecoverable adj.
kaçınılması mümkün olmayan ineluctable adj.
anlatımı mümkün olmayan beyond expression adj.
bulunması mümkün olmayan unfindable adj.
tahsili mümkün olmayan irrevocable adj.
telaffuzu mümkün olmayan unpronounceable adj.
tesellisi mümkün olmayan inconsolable adj.
tesellisi mümkün olmayan unconsolable adj.
tesellisi mümkün olmayan disconsolate adj.
engellenmesi mümkün olmayan not preventable adj.
engellenmesi mümkün olmayan unpreventable adj.
eğlendirilmesi mümkün olmayan unamusable adj.
eğlendirilmesi mümkün olmayan unamused adj.
kaçınılması mümkün olmayan unavoided adj.
daha iyi yapılması mümkün olmayan unbetterable adj.
geliştirilmesi mümkün olmayan unbetterable adj.
hayal edilmesi mümkün olmayan unsupposable adj.
miras kalması mümkün olmayan moveable adj.
dönüşü mümkün olmayan reverseless adj.
kabul edilmesi mümkün olmayan objectionable adj.
tahsili mümkün olmayan desperate adj.
değiştirilmesi mümkün olmayan (teslim tarihi) drop-dead adj.
karşılıklı olarak mümkün olmayan incompossible adj.
tabiri mümkün olmayan phraseless adj.
kaçılması mümkün olmayan scapeless adj.
mümkün olmayan bir şekilde unprobably adv.
devri mümkün olmayan bir şekilde unalienably adv.
karşı konulması mümkün olmayan bir şekilde overpoweringly adv.
Colloquial
kar potansiyeli olan ancak yatırımcı yaşlanmadan önce beklentileri karşılaması mümkün olmayan (şirket, yatırım) gray-wave adj.
kar potansiyeli olan ancak yatırımcı yaşlanmadan önce beklentileri karşılaması mümkün olmayan (şirket, yatırım) grey-wave adj.
Idioms
ertelenmesi mümkün olmayan şey ox-in-the-ditch n.
ertelenmesi mümkün olmayan bir durum the ox is in the ditch n.
birinin aklına saçma sapan/mümkün olmayan fikirler sokmak give somebody ideas v.
ne kadar çabalasan da mümkün olmayan şey/durum one can't get blood from a stone expr.
ne kadar çabalasan da mümkün olmayan şey/durum one can't get blood from a turnip expr.
kazanması/başarılı olması pek mümkün olmayan bir durumda on a losing wicket expr.
ne kadar çabalasan da mümkün olmayan şey/durum one can't get blood from a stone expr.
ne kadar çabalasan da mümkün olmayan şey/durum one can't get blood from a turnip expr.
anlaması mümkün olmayan birine bir şey anlatma like showing a card trick to a dog expr.
anlaması mümkün olmayan birine bir şey anlatmak like showing a dog a card trick expr.
Speaking
olabilmesi/gerçekleşmesi mümkün değil/olmayan It'll be a long day in january when something happens expr.
Trade/Economic
devri ve cirosu mümkün olmayan evrak non-negotiable instruments n.
iadesi mümkün olmayan akreditif non-refundable letter of credit n.
tahsil mümkün olmayan alacak uncollectible loans n.
tahsil edilmesi mümkün olmayan borç bad debt n.
tekrar ortaya çıkması mümkün olmayan masraf non-recurring charge n.
tahsili mümkün olmayan senet uncollectible bill n.
taksimi mümkün olmayan malın mahkeme kararıyla satışı sale in partition n.
tahsili mümkün olmayan hesap uncollectible account n.
telafisi mümkün olmayan bir zarar irreparable damage n.
zaman aşımı nedeniyle tahsili mümkün olmayan alacaklar bad debts n.
zaman aşımı nedeniyle tahsili mümkün olmayan alacak bad debt n.
ertelenmesi mümkün olmayan nondeferrable adj.
itfası mümkün olmayan irredeemable adj.
ödenmesi mümkün olmayan irredeemable adj.
tahsili mümkün olmayan uncollectible adj.
Law
aksinin ispatlanması mümkün olmayan karine conclusive presumption n.
tahsili mümkün olmayan alacaklar back debts n.
tayini mümkün olmayan haklar unassignable rights n.
tayini mümkün olmayan impossible to determine n.
vaktinden önce feshi mümkün olmayan yararlanma hakkı absolute estate n.
kazanılması mümkün olmayan dava hospital pass n.
harfi harfine uyulması mümkün olmayan durumlarda bağışçı veya vasiyet sahibinin niyetine en yakın uygulamanın yapılması kuralı rule of cy pres n.
harfi harfine uyulması mümkün olmayan durumlarda bağışçı veya vasiyet sahibinin niyetine en yakın uygulamanın yapılması kuralı cy pres n.
harfi harfine uyulması mümkün olmayan durumlarda bağışçı veya vasiyet sahibinin niyetine en yakın uygulamanın yapılması kuralı cy pres doctrine n.
devri mümkün olmayan intransmissible adj.
devri mümkün olmayan unalienable adj.
devri mümkün olmayan untransferable adj.
geri alınması mümkün olmayan unrecoverable adj.
istinafı mümkün olmayan non-appealable adj.
itirazı mümkün olmayan non-appealable adj.
istinafı mümkün olmayan nonappealable adj.
itirazı mümkün olmayan nonappealable adj.
temyizi mümkün olmayan nonappealable adj.
temliki mümkün olmayan unalienable adj.
tayini mümkün olmayan unassignable adj.
temyizi mümkün olmayan non-appealable adj.
temliki mümkün olmayan untransferable adj.
tayini mümkün olmayan indeterminable adj.
temyizi mümkün olmayan inappealable adj.
Politics
mübadelesi mümkün olmayan nonfungible adj.
Technical
geri kazanımı mümkün olmayan nonrecoverable adj.
geri dönüşümü mümkün olmayan nonrecyclable adj.
Medical
cerrahi olarak çıkarılması mümkün olmayan unresectable adj.
ameliyat edilmesi mümkün olmayan inoperable adj.
History
gerçekleşmesi mümkün olmayan bir zamana tarihlenmiş şey misdating n.
Archaic
devri mümkün olmayan untransmissible adj.
Slang
zapt edilmesi mümkün olmayan hell on wheels expr.